NuTeLLa ADMİN
Mesaj Sayısı : 653 Yaş : 30 Kayıt tarihi : 15/08/07
| Konu: temel fıkraları Ptsi Ağus. 27, 2007 4:08 pm | |
|
SAY Bizim küçük Temel, Okuldan bir türlü mezun olamıyor. En sonunda öğretmen: -Oğlum seni imtihan edeceğim. Bilirsen seni mezun edeceğim. Temel sevinir, sözlüye kalkar... Hoca: -Söyle bakayım Temel, İngiltere'yle Fransa kaç kez savaştılar? Küçük Temel: -Alti defa savaştiler öğretmenum. Hoca: -Aferin sana Temel, tebrik ederum, der. Küçük Temel, mezun oldum sevinciyle hocaya bakarken, hoca: -Peki say bakalım, demez mi? Küçük Temel: -Bir... İki... Üç... Dört... Beş... Alti
TEMEL'İN OĞLU Temel'in oğlu küçük Temel, okula gittiğinde öğretmeni sorar: -Temel, baban nasıl iyi mi? Küçük Temel: -Öğretmenum, babam dün akşam banyo küvetine girdi, uyudi kaldi oriya... Öğretmen şaşkın: -Uyudu mu? Desene sular evi bastı, ev mahvoldu... Küçük Temel sakin: -Yooo öğretmenum öyle olmadi, çünki babam ağzı açuk uyur...
BAŞKA ÇİMSE YOK Mİ? Temel, bir gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar, metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır: -Çimse yok miiii! Bir kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar: -Ey kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma! Temel şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını kaldırıp, tekrar bağırır: -Başka çimse yok miiii!
FADİME'DEN E-POSTA... Şubat ayının soğuk günlerinde, ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde, ayrı ayrı iş gezilerinde olan Dursun'la karısı, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede, bir kaç gün geçirmeye karar verirler. Eşi, Dursun'dan önce gider Florida'ya ve ertesi gün için Dursun'a da yer ayırttıktan sonra, ona bir e-posta gönderir. Fakat mesaj, adreste bir harfi yanlış yazdığı için, Dursun yerine, bir gün önce karısı ölen Temel'e gider. Yaşı da epeyce ilerlemiş bulunan Temel, bilgisayar ekranında mesajı okuyunca, korkunç bir çığlık atar ve düşüp bayılır. Zaten çok üzgün olan Temel'in bu çığlığı üzerine ev halkı odaya dolar ve herkes yerde yatan Temel'e yardım için koşuşturmaya başlar. Temel, bir süre sonra kendine gelir ve niçin çığlık attığını soranlara, bilgisayar ekranını gösterir: "Sevgili Kocacığım, Bugün, buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarın senin gelişinle ilgili tüm işlemleri tamamladım, sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok sıcak... Seni dört gözle bekliyorum..." (Karın) __________________
VERGİ Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel.. Ortaya bir fikir atılır... Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak. Amerikan vatandaşı söz alır: -Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız... Derken Avrupalı söz alır ve: - Bizim Avrupa’da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız... Sıra bizim Temel’e gelir ve başlar anlatmaya: -Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner...
GEÇİM ÇARESİ Siyasiler boş yere kavga ederse ekonomi de vatandaşa kalır... Temel, Dursun ve İdris’in parasızlıkları canlarına tak eder. Bir taraftan işsizlik bir taraftan geleceği kapkara bir siyaset... Ekonomi ve enflasyonu bırakan siyasiler devamlı kavga ederler... Bunlar da oturur geleceğimizi, yani ekonomi, işsizlik nasıl çözülür onu tartışırlar. İdris söz alır: - Uşaklar ben en hızlı kalkunmanun yolini buldum... Bi uçak filosu yolliyalum. New York’i bombaliyalum... Sora da Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha zengin oldun... Dursun atılır: - Ula daha kolayi varken öyle niye edeyruk... En iyisi Amerika’ya savaş ilan edelum Beşinci Filo oriya çıkarma yapar... Savaşı kaybederuk... Ardından Almanya gibi ortaya çikaruk aha zenginsun. Sonunda Temel atılır, kafasını kaşır ve: - Ula uşaklar ya savaşi biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz...
MÜTEAHHİT TEMEL Bizim Temel, Amerikalı ve İngiliz’le telefon direği dikme ihalesine girmiş. Müdür şöyle bir öneri getirmiş: -Hepiniz aynı teklifi verdiniz ama bizim için sürat önemli. Bir yarışma yapalım, kim daha çok direk dikerse ihaleyi o alacak... Üçüne de 5 saat süre ve yeterince direk verilmiş. Amerikalı 40, İngiliz 50, Temel de sadece 4 direk dikmiş. Müdür kızmış: -Nasıl olur, bak diğerleri bir sürü direk dikmiş... -Mudür bey siz onların diktuğu direkleri görmedunuz... Nerdeyse tamami dişarda...
KAPLUMBAĞA TEMEL Dört kaplumbağa, pikniğe çıkmaya karar vermiş. Erzakları hazırlayıp; bir yıl, iki yıl, beş, on yıl derken, otuz yıl sonra piknik yerine varmışlar. Gazozları, yiyecekleri, herşeyi ortaya çıkarmışlar. Bir bakmışlar gazoz açacağı yok. Tek çözüm, birinin eve gidip açacağı alıp gelmesi. Görev, içlerinde en küçük kaplumbağa olan Temel'e düşmüş. Genç kaplumbağa: -Ben gelene kadar buradaki yiyeceklere dokunmazsanız giderim... Diğerleri bunu kabul etmiş. Temel, yola çıkmış; bir,iki, on, yirmi yıl geçmiş. Bu arada, yaşlı kaplumbağalardan biri fenalaşmış. Arkadaşları ne yapsa faydasız, son bir dileği olup olmadığını sormuşlar: -Gerçi genç kaplumbağaya söz verdik ama, şuradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?... -Elbette... Diyerek, sarmalardan birini vermişler. Tam ağzına atacağı sırada, genç Temel, çalıların arasından fırlamış: -Gitmiyorum işte, gitmiyorum...
YILAN TEMEL Yılan Temel, arkadaşı yılana sormuş: -Haçan, biz zehirli yilan miyuk? -Heee, n'oldu ki? -Dilimi ısırdum da...
FADİME FEMİNİST OLURSA Dünya Feministler Kongresinde konuşmacılar görüş belirtmektedir. Amerikalı bir hanım şöyle der: -Ben iyi bir şirketin genel müdürüyüm. Artık alışveriş yapmaktan bıktım. Kocama "bundan sonra alışverişleri sen yap" dedim. Baktım, birinci gün oralı olmadı, ikinci gün oralı olmadı, üçüncü gün yaptı... Alman konuşmacı: -Ben iyi bir şirkette üst düzey yöneticiyim. Bir gün kocama "ben artık bulaşıkla ilgilenmekten bıktım, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün yapmadı, ikinci gün yapmadı, baktım üçüncü gün yapmış... Fadime kürsüye çıkmış: -Ben kendimi bildim bileli temizlikçiyim. Geçen gün Temel'e "ben artık çamaşır yıkamaktan mahvoldum, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün göremedim, ikinci gün göremedim, üçüncü gün gözüm yavaş yavaş görmeye başladı...
KIZARTMA Bizim Temel karakolda başkomiserdir. Bir gün bir kadın gelir: - Komiser bey komiser bey! Kocama tavuklu bezelye yapacaktım ... Ben onu haşlayana kadar kocamı markete bezelye almaya gönderdim. Gidiş o gidiş gelmedi... Ben ne yapacağım? Komiser Temel kadına hiç bakmadan: - En eyisi siz o tavuğu kizartma yapin.
BEN NE YAPIYORUM? Bizim Temel’le Dursun Almanya’da bir gün arabayla gezmeye çıkarlar... Tabii otobandan giderken alışmışlar burda suratli gitmeye. Dursun tahrik eder: - Ula bas kaza nerdeyse at arabasi bize yetişecek. Temel bu durur mu. Hız sınırını çoktan aşmıştır. Birden yoldan çıkıp yokuştan aşağı ağaçların arasına paldur küldür giderken Dursun atılır: - Ula ne oldi eyi giderken birden sallanmaya başladuk. Temel heyecanla: - Ula Dursun, sorma önüme bi köpek çikti... Dursun: - Ula uşağum ezseydun oni da geçseydun... Temel: - Ula ben neye uğraşıyorum zannedeysun...
SAĞIR KİM? Temel doktora gitmiş: - Doktor bey, Bizum Fadime sağır herhalde, sorularima cevap vermeyi... - Karınızın sağırlık derecesini ölçelim. Siz bir soru sorun, duymaz ise beş adım yaklaşıp soruyu tekrarlayın. Ne kadar mesafede duyuyor bilelim. Temel, deneme yapmak için eve gittiğinde Fadime'yi yemek yaparken bulmuş: - Karıcuğum bugün yemekte ne var? Ses yok... Beş adım yaklaşıp bir daha sormuş. Çıt yok... Bir beş adım daha yaklaşıp yine sormuş: - Kiz Fadime saa diyrum, yemekte ne var? - Bak Temel, dördüncü kez söyliyrum, yemekte hamsili pilav var...
KİMİNLE EVLİ? Mahkemede hakim, Temel'e sormuş: - Kiminle evlisin? - Bizum kariylan! Hakim sinirlenmiş: - E, herhalde, sen hiç erkekle evlenen duydun mu? - Duydum tabi, nasil duymadum!.. - Kimmiş? - Bizum kari.
ANNESİNDEN TEMEL'E MEKTUP "Sevgili oğlum Temel... Senin hızlı okuyamadığını bildiğim için mektubu yavaş yavaş yazıyorum... Artık senin büyük şehre gittiğin sırada yaşadığımız evde yaşamıyoruz. Baban bir gazetede, "İnsanların başına genellikle evlerinin iki kilometre civarındaki bölgelerde kaza geldiğini" okumuş; o yüzden taşındık... Sana yeni adresi veremiyorum, çünkü yeni evimizde bizden önce oturan hemşehrilerimiz, taşınınca adresleri değişmesin diye kapı numarasını söküp götürmüşler... Bu evde garip bir çamaşır makinası var. Geçen gün içine dört gömlek koydum, çalıştırmak için duvardaki zinciri çektiğimden beri bir daha gömlekleri göremedim. Geçen hafta sadece iki kez yağmur yağdı. İlki üç gün, ikincisi ise dört gün sürdü... Benden istediğin yeleği postaya verdim. Ancak, halan 'o koca düğmelerle paket çok ağır olur' deyince düğmeleri kopartıp yeleğin cebine koyduk. Orada bulabilirsin... Not: Sana biraz da para gönderecektim, ama zarfı bir kere yapıştırmış bulundum... Sevgiler... Annen"
NESİ VAR? Temel, eczane açar. İlk müşterisi gelir: -Bana bir sinek ilacı verir misiniz? Temel: -Tabii, sineğunuzun nesi var?
temel banka soymak suçundan yargılanıyormuş , son celsede hakim delil yetersizliğinden temelin tahliyesine karar vermiş . temel bunu duyunca çok sevinmiş ve bağırarak hakime ; - uy cözünü sevdigumun hacim beyi , yani şimdi bu paralar penim oldu değil mu .....?
Temel bir gün avrupaya gider.Temel'in kötü bir aliskanligida vardir, sürekli içki içer.
Birgun bir bara girip barmenden üç bira ister ve hepsini içer.Üç-bes defa böyle yapinca barmen merak eder ve sorar;
-"Niye hep üç tane bira içiyorsunuz?
Temel cevap verir;
-"Ben, Dursun ve Hamdi bizler üçüzüz. Hepimiz dünyanin farkli yerlerindeyiz. Hepimizde bara girdigimizde birbirimizin yerine bira içeriz, öteki iki birayi o yüzden içiyorum" der.
Yine günlerden bir gün Temel bara gelir ve iki bira ister, barmen verir.Temel biralari içtikten sonra tam kalkarken barmen sorar;
-"Allah rahmet eylesin efendim, kardesinizin biri öldü heralde?" deyince Temel cevap verir;
-"Hayir ben içkiyi biraktim da.."
Temel berberde saçını kestirirken, Ankara'ya gidip Cumhurbaşkanını göreceğini söylemiş.
Berber de her isteyenin Cumhurbaşkanını göremeyeceğni söylemiş.
Temel birdaha geldiğinde berber sormuş:
-Ne oldu gördün mü Cumhurbaşkanını?
-Cördüm
-Ne dedi?
-Saçunu bu kadar köti kesen berber kim, dedi..
Temel ava çıkmış, eli boş dönmemek için kasaptan bir tavşan almış. Fadime,
- Ha pu netur, soyulmuş tavşanı nasıl avlaysun? - Sevişirken yakaladum, çiyinmeye firsatu olmadu vurdimm onuuu.....
Temel, Dursun, Cemal suyun altında en çok kalma yarışması yapıyorlarmış. Dursun 15 dakika, Cemal 10 dakika durmuş çıkmışlar. 10 saat olmuş 20 saat olmuş Temel in cesadi karaya vurmuş. Daha sonra Fadimeye baş sağlığı dilemişler.
-"Üzülme" diye teselli etmek istemişler.
Fadime: -"Önemli değil yarışı kazandı ya önemli olan o" demiş.
Fadime ile Temel büyükada da dolaşıyorlarmış Bir martı Temel`in kafasına pislemiş Fadime: -Temel git şu tuvaletten tuvalet kağıdı al Temel: -Gerek yoktir kuş çoktan uçup gittu
Azrail temelin yanına gelir ve kardeş vaktin tamam hadi gidelim der.
Temel de uyanık ya yalvarır bana 5 yıl süre ver ondan sonra gel al canımı azrail tamam der temel de kendi kendine pilot olursam beni havada yakalayamaz derken 5yıl sonunda azrail pilot temelin yanına gelir ve vakit doldu gidelim der
temelde şimdi canımı alsan arkada 300 yolcu var onlar ne olacak der
azrail : oglum hepinizi bir araya getirene kadar anam ağladı zaten
temel birgün mahallenin imamına sorar hoca bize cennette 4 huri verecekleri doğru mu? hoca: evet doğru der peki bizim hanım cennete giderse ona ne verecekler? hoca: onada 4 nuri verirler temel sinirlenip eve dönmüş bi bakmış karısı namaz kılıyo sinirlenip basmış tekmeyi ****** mu olacan lan sen?
Bizim Temel, bir tv kanalinda yarismaya katilir. Kazandigi parayi eksik verirler. Temel sebebini sorar. E, oyle vergi kesiyoruz" cevabini alir. Bunun uzerine Temel, avukata basvurur. Avakut ona Televizyonu mahkemeye ver der. Aradan zaman gecer avukat yolda Temeli gorur, ona sorar. Ula televizyonu mahkemeye verdin mi ? Temel cevaplar. Verdim ama ertesi cün keri ketirdim oni... Insan yine de televizyonsuz yapamayi! sonradan geri aldımm onu
Azrail Temel’in canını almak için gelir. Temel'se Azrail'den kurtulmak için hemen bir çare bulur.
İşaret parmağını ağzına sokar ve "aguk guguk" sesleri çıkartarak bebek taklidi yapar.
Azrail durumu anlayıp Temel’in oyununu bozmak istemez ve gider.
Azrail ertesi gün Temel’i almak için geldiğinde Temel’in kendisine bir emzik bile aldığını ve yerlerde emeklediğini görür ve Temel’e seslenir:
- Temel, gel attaaaa gideceğiz...
Temel Fadime'yle tiyatro gişesine gitmiş:
- Pize içi pilet lütfen.
- Leyla ile Mecnun için mi?
- Hayir Fadime'yle penum için:D
Yolculuktan dönen Idris, kahvede oturanlara sordu : - Yahu pizum Temel nasil öldi? - Kalpten cittu, dediler. - Vasiyetu filan var miydu? - Var idu. "Beni denize gömün" demis idu. - Cömdünüz mü? - Cömdük amma, mezarinu kazarken çok kayip verduk...
Bir gün Temel balığa çıkar. İyi bir avdan sonra bir tekne balık tutar. Birden hava patlar ve çok büyük bir fırtına çıkar.
Temel dua etmeye başlar.Tanrım beni bu fırtınadan kurtarırsan bütün bu balıkları fakirlere dağıtacağım der içinden.
Hava bir zaman sonra düzelir.Temel evine dönmeye başlar.Bir tarafdanda balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla yarısını dağıtsam olur der. Biraz daha sonra balıklara tekrar bakar ve bu balıkların yarısıda çok fazla, ben bunların çeyreğini dağıtsam olur der.
Biraz daha zaman geçer Temel tekrar balıklara bakar.Tam o sırada hava tekrar bozulur.Temel kafasını gökyüzüne diker ve şöyle der:
-Haçen sende şakadan heç anlamiyesun... | |
|